Meridyen Eğitim Kurumları

Filiz Şimşek


Sevgili Günlük

Şimdi anlatacaklarımı aslında akşam olduğunda günlükdefterime yazmam gerekiyordu


.Hani yaz tatiline girerken öğretmenin verdiği ödevlerden biri olan ?Hergün günlük yazın? ödevi için aldığımız defter var ya, işte ona.Ama ben bugün günlük defterime ödevimi yazamayacağım için, şimdi akşam olmadan anlatıyorum.Hoşuma da gitti, artık yazım daha güzel, işaretleri de daha şaşırmadan koyabiliyorum.

 

Bu sabah ben yine ağabeyimden önce uyandım.O hep geç kalkıyor zaten.Kalk diyoruz, kalk diyoruz, hiç kalkmak istemiyor.Ben gece de ondan önce uyuyorum, sabah da ondan önce kalkıyorum.Bu sabah da ondan önce uyandım.Okulların açılmasına artık az kaldı diye de hergün çabuk geçsin istiyorum.Yeni beslenme çantası ile yeni suluk aldık.Okul kıyafetlerimiz değişmiş ama onları daha almadık.Annemler kızdılar kıyafetlerin değişmesine ama benim hoşuma gitti galiba.Hoşuma gitti aslında ama annemler kızdılar diye söyleyemiyorum. Üzülmesinler diye çünkü.

 

Bugün annemi bir arkadaşı oturmaya davet etmişti, oraya gideceğiz.Ben aslında denize ya da havuza gitmek isterdim.Ama bu sabah uyandığımda havanın rüzgarlı olduğunu gördüm. Çünkü ağaçların dalları çok sallanıyordu.Ağaçların dalları bu kadar çok sallanınca annem bizi denize de havuza da götürmezdi zaten.Onun için annemin arkadaşına gideceğimize sevindim. Kahvaltı yaparken annem tabağıma ne koyduysa hepsini yedim.Zaten patates de kızartmıştı. Ben de kızarmış patatesi seviyorum zaten.Sevmediğim bir şey olsaydı da yerdim bugün çünkü ceza almak istemiyordum.Çünkü ağabeyim annemin arkadaşına gitmek istemediğini söyledi. Annem de evde kalmasına izin verdi.Kahvaltımın hepsini yemeseydim belki bana ağabeyimle evde oturma cezası verir diye bugün tabağıma ne koysa yerdim . Annem bazen bize öyle cezalar veriyor. Ders yapmadan oyun olmaz, yemeğini yemeyen çizgi film seyredemez diyor.

 

Yemeğimizi yiyince ben hemen gidelim istedim.Ama annemin işleri varmış.En çok da bir yere gideceğimiz zaman beklemeyi hiç sevmiyorum.Annem de kalktı gene iş yaptı.Bulaşıkları makineya yerleştirdi.Evi süpürdü.Ütü yaptı.Bir sürü şey yaptı.Bana da televizyon seyredebileceğimi söyledi.Biz de ağabeyimle çizgi film izledik ama ben yine de anneme durmadan sordum ne zaman gideceğimizi.Hep bir şeyler söyledi durdu.Ortalığı toplayınca gidecekmişiz, ütü yapınca gidecekmişiz, terlemiş, pis kokmuş, duş alsın gidecekmişiz.Beni dinleseydi de erken gitseydik belki bunları akşam o güzel kapaklı defterime yazardım.

 

Çok sabırsızlandım ama sonunda annemin işleri bitti nihayet.Ben de ne giyeceğime zor karar verebildim.Annemle beraber seçtik sonunda.Annem bana giyinmemi söyledi ama çoraplarımı kendim giyemiyorum ki.Gene bana ?Artık çoraplarını da kendin giymen gerekiyor, biliyorsun değil mi?? dedi.Hep diyor zaten.Saçlarımı da bir türlü güzel yapamadık.Annem beni yıkayınca saçım kolay taransın diye sprey sıkıyor ama o zaman da saçlarım çok yumuşak oluyor.Hep tokalar kayıyor saçımdan.Ben de annemin kıyafetlerini seçmesine yardım ettim. Annem de bugün benim gibi ilk söylediğim eteği istemedi.Ben de onun seçtiği eteğin üzerine giyeceği bluzunu seçtim.Annem benden çabuk hazırlandı.Hava çok rüzgarlı diye benim üzerime hırka giymemi söyledi.Pembe yağmurluk montumu giyebilir miyim diye sordum. ?Giyebilirsin? dedi diye sevindim.Sonunda evden çıkıyoruz diye rahatladım.

 

Durağa gideceğimiz yerde annem başka tarafa dönmesin mi? Önce sigara almamız lazımmış. Olsun.Gidiyoruz işte ya, önce sigara almaya gidelim.Annemlerin sigara aldığı bir adam var ama başka bir şey satmıyor. Kocaman siyah torbasının içinde sadece sigara satıyor.Annemle beraber sigaracı amcaya gittik.Annem arada sırada ?Almamak lazım bu kaçak sigaraları ama ne yapalım işte? diyor.Kaçak sigara  nasıl oluyor diye hep sorayım diyorum, unutuyorum onu sormayı.Gene unuttum çünkü kuşlara bakıyordum.

 

Annem sigaralarını alınca da minibüse binmeye gittik. Minibüste bir tane koltuğa benim kadar ama kıvırcık saçlı bir kız annesinin yanına oturmuştu. Annem de beni onların önündeki koltuğa oturtup paramızı vermeye gitti. Tam annem geldi o kızın annesi ?Şurdan iki Levent uzatır mısınız?? diye para verdi.Niye kendi paralarını kendisi vermemiş ki? Benim annem beni oturtup paramızı verdi.Annem de onların parasını verip geldi, beni kucağına aldı.Annem bir tek ağabeyimle ikimiz olunca bir tane daha para veriyor.İkimiz olursak hep beni kucağına alıyor.Ben zaten annemin kucağında oturmayı seviyorum.Bazen çok sarılıyor, o zaman sıkılıyorum.Minibüse de başka kimse binmiyor, o da gitmiyor diye de sıkıldım.Sonunda yola çıktık ama birileri binsin diye gene durduk.Yeni yolcular binerken arkamızda oturan benim kadar kıvırcık saçlı kızla annesi aniden minibüsten indiler.Annem de bana aynı anda sımsıkı sarıldı.Ama onlar Levent?te ineceklerdi.Biz daha Sarıyer?deyiz. ?Ama? dedim.Annem beni daha da sıkarak sarıldı. ?Ne oldu?? dedi. ?Çok sıkma, acıtıyorsun? dedim.Kıvırcık saçlı kızla annesi neden indi? Burası daha Sarıyer diyecektim.Ağzımdan öyle çıktı.

 

Sonra bende denize bakmaya başladım.Rüzgar olunca sanki sular oyun oynuyor. Rüzgar olunca denizi seyretmek daha çok hoşuma gidiyor.Deniz hoplayıp zıplıyor.Belki de sular kovalamaca oynuyordur.

 

Ben öyle durmuş camdan denizi seyrederken annem ?Terleyeceksin, montunu çıkaralım? dedi. ?Terledim zaten? dedim, çıkardık.O sırada araba yine durdu.Minibüse bir kız bindi.Binerken de kapının kenarlarındaki demirlere çarptı.Telefonunda mesaj yazıyordu.Az daha minibüse binerken yere düşecekti.Gülecektim ama kendimi tuttum.Annem de anladı. Kulağıma ?Şşştt, ayıp? dedi.Ondan sonra bir kız daha bindi minibüse.Gözlerini çok güzel boyamıştı.O da telefonla konuşuyordu.Şoföre parasını verip arkaya geçti hemen ama şoför ona iki kere seslendi.Parasının üstünü almamış.Benim de büyüdüğümde gözlerim o kadar güzel olsun ama komik olmayacağım.

 

Yine yola çıktık.Yine camdan dışarı seyretmeye başladım.Annem yine sımsıkı sarıldı.Bugün annem bana ne kadar çok sarıldı. ?Sıkıyorsun? dedim yine. ?İçimden geliyor? dedi bana.Daha Büyükdere?ye gelmiştik.Burada da hep arabalar sıralanıp kalıyor.Yol sanki çok da hep kenarlara araba bırakıyorlar.Sıkıştık yine biz de.Öyle beklerken, beklerken, birden uçtum. Çok yüksek bir ses çıktı.Onu duydum. Çok tuhaf bir şey oldu.Hafifledim.Annem beni sıkmaz oldu.Camlar vardı.Kanlar vardı.Koltuklar vardı.Ben vardım.Kendimi gördüm.Ama aynaya bakmadan kendimi gördüm.Ama benim gibi değildim ki.Kollarım yoktu, bacaklarım yoktu, saçlarımı gördüm, yüzüm yoktu.Çok çirkin olmuştum.

 

Ağlayacaktım ama annem tuttu elimden.Bir baktım, annem çok güzeldi.Anneme bakınca, o çok güzel olunca içim rahatladı.Annem bana ?Bakma oraya? dedi.İçim daha çok rahatladı. ?Anne biz öldük mü?? dedim. ?Evet melek kızım? dedi. ?Ama benim hiç canım acımadı, hala da acımıyor? dedim. ?Çünkü sen meleksin, meleklerin canları hiç acımaz? dedi.O anda aklıma geldi. ?Anne ama o kızla annesi Levent?te ineceklerdi? dedim. ?Hayır benim minik meleğim, onlar bizi melek yapmak için binmişler? dedi. 

 

 

Filiz ŞİMŞEK

 

Hamiş : Şurayı evirmişsin, burayı devirmişsin denebilse de 6-8 yaş arası bir kızın dilini kullanmaya gayret ettim, mazur görüle.